9 Şubat 2014 Pazar

YANLIŞ OĞRENMELER HAYATIMIZI KARARTIR

Beynimizi kodlamak derken genel anlamıyla beynimizin işleyişini değiştirmeyi kast etmiyoruz. Özel anlamda beynimizde geçmişte yaşadığımız olumsuz deneyimlerden hareketle oluşmuş yanlış öğrenmeleri, yanlış eşleşmeleri düzeltmeyi kastediyoruz.
İstemediğimiz halde bazı durumların bizim üzerimizde onaylamadığımız, haz etmediğimiz negatif duygular oluşturmasının önüne nasıl geçebiliriz.
Beynimiz eşleştirmeler şeklinde öğrenir. Birbirinden ilgisiz iki durum, iki uyarıcı bazen beraberce karşımıza çıkar. Ve zihin beynimizde o iki durumu birbiriyle eşleştirir. Özellikle alt beynimiz yapar bu eşleştirmeyi üst beynimiz değil. Bu eşleştirme bir kere gerçekleşti mi o olumsuz uyarıcılardan bir tanesi ile karşılaşsa bile beynimiz sanki diğeriyle de karşılaşmışız gibi hemen tepki verir.
Aynı yumurta ikizi birilerini düşünelim. Bu ikizlerden biriyle geçmişte yaşadığımız bir sorunumuz olsun. İkizlerden biri iyi diğeri de kötü olsun. Biz iyi olanıyla karşılaşıyoruz. Geçmişte problem yaşadığımız kötü olanıyla karşılaşmıyoruz. Ama beyin kafada ikisini eşleştirdi. Dolayısıyla iyi olanla karşılaşsak bile beyin hemen geçmişte kötü olanıyla yaşadığımız olayı hatırlıyor ve olumsuz bir duygu durumu içine giriyor.
İşte bu bir yanlış öğrenme.
Diyelim ki bir arkadaşımız var çok dikkati dağınık birisi. Biz onunla konuşurken gözlerini kaçırıyor sağa sola bakıyor. Hiç oralı değilmiş gibi davranıyor. Bizi dinliyor fakat tarzı-tavrı bu. Geçmişte böyle bir durumla karşılaşmış isek ve bu durum bizi hiçe saymak, bizi kaale almamak, önemsememek  şeklinde tezahür etmiş ise o davranışı beynimiz geçmişteki yaşantıdan hareketle kişiliğin hiçe sayılması, adam yerine konmamak şeklinde tanımlar ve öfke tepkisi açığa çıkar.
Tabiki bu hal karşımızdaki insanla sağlıklı bir iletişim içerisinde olabilmemiz açısından çok da faydalı bir hal değildir.
İşte bu ve buna benzer durumlar yaşıyor yani psikolojideki adı ile KLASİK KOŞULLANMIŞ isek ve bu hayatımızı olumsuz etkiliyor ise bundan nasıl kurtulacağız?
Çivi çiviyi söker dedik ya! Bundan kurtulmanın yolu o kanımızda dolaşan stres hormonu olarak da adlandırdığımız adrenalini kanımızdan temizleyecek bir mekanizmayı harekete geçirmektir.
Beynimizde parasempatik sinir sistemi olarak adlandırdığımız bir mekanizma vardır. Tehlike geçtiğinde, karşı karşıya kaldığımız o olumsuz durum ortadan kalktığında devreye girer. Ve birkaç dakika içerisinde adrenalini kanımızdan temizleyerek bizi normale döndürür.
Eğer bir şekilde parasempatik sinir sisteminin devreye girmesini sağlayabilirsek içinde bulunduğumuz o halden kurtulmamız mümkün. Eğer adrenalin salgılanmış ve korkuyor isek yada nöro adrenalin salgılanmış öfkeliysek parasempatik sinir sisteminin devreye girmesi bizi o duygu durumundan çıkartacaktır. Tabiri caiz ise özgürleşeceğizdir. Alt beynimizin bize girdirmiş olduğu deli gömleğinden sıyrılacağız.
Peki  o parasempatik sinir sistemini nasıl devreye sokacağız? Burada dopamini kullanıyoruz. Dopamin nedir? Dopamin; beynimizin salgılamış olduğu bir kimyasaldır. Beyin hücrelerimizin iletişim uzantıları olan sayneps olarak tanımladığımız o yapılarda depo halinde dopamin bulunur. Fakat bu dopaminin bir şekilde salınımını sağlamamız gerekiyor.
Yani bulutlar var. Bulutlarda da yağmur var ama bunu yağdırmamız gerekiyor. Nasıl yağmur yağdıracağız?
Bedenimizde bulunan bazı noktaları uyarmak, akupunktur noktaları olarak adlandırdığımız bu noktaları uyarmak beynimizin dopamin salgılamasını tahrik eder. Bu noktalar vücudumuzda yüzlerce dir. Bu konuyla ilgili hazırlanmış haritalar var. Bu bir tür akupunktur uygulamasıdır ve akupunktur uygulaması da 1950 li yıllardan beri Uluslararası Tıp çevrelerince etkili bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmiş ve uygulanmıştır. Buradaki sistemde yine akupunktur daki sisteme dayanıyor. Akupunkturda bazı noktalar iğneler aracılığıyla uyarılıyor. Biz ise bu noktaları parmağımıza hafif vurarak uyarıyoruz.
Bizler daha ziyade vücudumuzda erişimimizin daha kolay olduğu 7 noktayı kullanıyoruz.
Kaşımızın alına bitiştiği noktalar.  Sağ kaşımızın alına bitiştiği noktaya parmağınızı bastırın. Buraya 5 defa tık tık diye vurun. Bu nokta o noktalardan biri. Hemen beynimiz dopamin salgılamaya başlar.
Kaşımızın diğer bitiş noktası olan şakak noktasına 5 kere vurun
Gözümüzün tam altına 5 kere vurun
Hep kemiğe vuruyoruz.
Burunun altına yani dudağın üzerinde çizgi vardır oraya vuruyoruz.
Çenenin tam ortasına yine çizgi olan yere 5 vuruş yapıyoruz.
Göğsümüzde  tam boyunun bittiği yerde karşılıklı iki tane kemik vardır. Köprücük kemiği denir ona. Ona 5 kere vuruyoruz.
En son da başımızın üzerine vuruyoruz.
Bu vuruşları önce sağ tarafımıza sonra da sol tarafımıza sırasıyla yapıyoruz.
Bu vuruşlar beynimizin dopamin salgılamasını sağlayacaktır.  Dopamin alt beynimiz tarafından sisteme verilmiş olan adrenalini tabiri caiz ise nötrleştiriyor, etkisizleştiriyor. O bozulmuş olan dengeyi yeniden sağlamış oluyoruz.  Alt beyini yeniden programlamış, kodlamış oluyoruz böylece.
O yanlış öğrenme yanlış eşleşme sönüyor. Artık o durumla karşı karşıya geldiğimizde alt beyin o durumu olumsuz bir durum, alarma basılması gereken olumsuz bir durum olmaktan vaz geçiyor.
Herhangi olumsuz bir durumla karşı karşıya kaldığımızda hemen sisteme dopamin vereceğiz. Çünkü sistem o anda sisteme adrenalin verdi. O zaman alt beynimizi hiç kaale almıyoruz. Çünkü zaten ona hiç laf söz geçmez. Çünkü o bizim onu ikna çabalarımızı bana laf anlatma, ben yaşadığımı bilirim der ve geri çevirir.
Bizde bu durumla karşı karşıya kaldığımız zaman hemen belirlemiş olduğumuz noktalara tık tık tık tık vurmaya başlıyoruz. Sisteme dopamini verdik. Göreceksiniz bir rahatlama hissedeceksiniz. Dopamini parasempatik sinir sistemimizi kontrol eden mekanizma mutluluk hormonunu tehlikenin geçtiği şeklinde yorumluyor ve kanımızdaki adrenalini temizliyor.
Bu uygulamanın iki faydası var.
Hem içinde bulunduğumuz an itibariyle o olumsuz duygu durumundan sıyrılmamıza yardımcı. Tabiki bu bir mucize yöntem değil. Fakat o öfkenin şiddetine göre her yapışınızla birlikte öfkenizin, ya da kırgınlığınızın yada korku ise hangi duygu olursa olsun azalmalar fark edeceksiniz.
Tabi geçmişimiz de travmalar var ise, depresyonda isek, yaygın kaygı bozukluğu yaşıyor isek, panik atak hastası isek, yani ruh halimiz çok iyi değil ise elbette ki bu uygulama çok da istediğimiz etkiyi vermeyebilir. Diğer bir deyişle bir etki açığa çıkartır ama biz o etkiyi duyumsayamayabiliriz.
Ama  genel psikolojik durumumuz sağlıklı ise, ruh halimiz iyi ise özel anlamda günlük hayatta yaşadığımız problemleri giderebilmek açısından çok önemli, çok etkili bir yöntemdir.
Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder