Şimdi
size şu
soruyu sormak istiyorum acaba sizce düşünceler
mi önce oluşur
duygular mı? Beynimizde hiyerarşik
bir yapı vardır,önce düşünceler
sonra duygular sonra da davranışlar
oluşur.
Hatta bu bir söz haline de gelmiştir;''Düşünceler
duygulara , duygular davranışlara
, davranışlar
alışkanlıklara,
alışkanlıklar
kişiliklere
kişiliklerde
yazgıya
dönüşür.''
Normal şartlar
altında
hiyerarşik
yapıyı
göz
önüne
aldığımızda
önce
düşünceler
sonra duygular daha sonrada davranışlar
ortaya çıkar.
Fakat ne yazık ki hayatta işler
her zaman kağıt
üzerinde
belirlendiği
şekilde
gerçekleşmiyor.
Bazı durumlarda duygular düşüncelerimizden
bağımsız
olarak, tamamen
içinde bulunduğumuz
koşulların
içsel
ve çevresel
faktörlerin
etkisiyle düşünceden
bağımsız
hatta kişinin
düşüncelerine
aykırı
bir şekilde
gerçekleşebiliyor.Son dönemde yapılan araştırmalar;
özellikle de mağnetik
rezonans (beyin görüntüleme) konusunda ki teknolojik gelişmelere
bağlı
olarak beynin içinde
neler olup bittiğini
daha iyi görme
imkanı sağladı.
Son
dönemdeki araştırmalar
sanılanın aksine duyguların daha önce oluştuğunu
ortaya koyuyor. Yani hiyerarşik
yapı
bildiğimiz üzere önce düşünceler,sonrada
duygular oluşur
şeklinde
değildir.
Bu
konuda Berlin Üniversitesinde yapılmış
ilginç
bir araştırma
var. Bir denek magnetik rezonansa sokuluyor ve bu esnada kendisine
bazı sorular soruluyor. Günlük yaşamıyla
ilgili sorulara cevaplar vermesi isteniyor. Bu esnada cevap verme
yani tercih yapma sürecinde beyninde ki aktivite gözlemleniyor.
Normal şartlar
altında karar verme sürecinde beynin kabuk olarak tanımladığımız
korteks bölgesi
daha etkindir. Özellikle de beynin ön üst kısmında bulunan
prefrenon korteksin önemli olduğunu
biliyoruz .
Dolayısıyla
normal şartlarda
bu insanın tercihlerini yaparken öncelikle beynin ön üst
kısmının(prefenon korteksin) aktif olmasını bekleriz. Fakat
araştırma
sonuçları
bu şekilde
gelmiyor. Araştırmacılar görüntüleme esnasında beynin önce
alt bölgesinde salt kısmı ilkel beyni yada hayvan beyni olarak da
adlandırdığımız
nörol kapasite bakımından üst beyne kıyasla daha zayıf olan alt
beynin, öncelikle aktif olduğunu,
alt beyindeki o aktiviteden ortalama 6 saniye sonra ise üst beynin
aktif olduğunu
gözlemledi.
Peki
alt beyinde neler oluyor ?
Alt
beyin duyguların oluşumunda
daha etkili bir yapıdır
. Duyguların oluşumunda
rol oynayan üçlü
bir mekanizma vardır. Bu mekanizmaya Limbik sistem diyoruz. Limbik
sistem; amigdala, talamus , ve hipokampüsten oluşur.
Duyguların oluşumunda
bu yapı çok önemli bir rol oynar. Bu sistem alt beyindedir.
Nöronlar olarak daha zengin kısmı ise üst kısımdadır ki bu
korteks diğer
hayvanlarda yoktur. Bazı memelilerde, özellikle maymunlarda çok
ince bir tabaka halindedir. En kalın kortekse sahip olan canlı
insandır ve onu hayvanlardan ayıran, ona o zihinsel, bilinçsel
kapasiteyi diğer
bir deyişle
aklı
sağlayan
yapı bu mekanizmadır. Karar ve tercihlerimizin alınması
sürecinde, düşüncelerin
oluşmasındaki
etkin olan yapı burasıdır. Fakat görüntü (MRA dan alınan
görüntü) zannedilenin aksine düşüncelerden
önce duyguların oluştuğunu
söylüyor.
Önce
duygu oluşuyor
sonra düşünce
oluşuyor.
Peki
duygu nedir ?
Duygu;
beyinde oluşur
fakat bedende yaşanır.
Duygu
sadece beynin içeresinde
gerçekleşen
bir süreç
değildir.
Sinir sistemimiz ve bedenimizin belirli bölgelerinden salgılanan
özellikle de böbrek üstü bezlerinden, hormonlar aracılığıyla
ki özellikle burada iki hormon ön plana çıkıyor birisi
adrenalin diğeride
nöroadrenalindir.
Bunlar iki kardeş
hormondur. Duygular sinir sistemimiz ve hormonlar aracılığıyla
bedenimize yansıtılır
bir elbise gibidir. Bu elbiseyi bedenimiz ne yapar eder giyer . Bu
andan itibaren artık benliğimiz
o duygu elbisesinin etkisi altındadır. Ayaklarımızdan
bacaklarımıza , bacaklarımızdan karnımıza,
omuzlarımıza,bellerimize, yüzümüze, kollarımıza, başımıza
varıncaya
kadar tüm
bedenimiz, aynı zamanda bedenimizin bir parçası olan beynimiz de
duyguların etkisi altındadır. Beynimizde o duygunun etkisi altına
giriyor. Araştırmaya
geri döndüğümüzde
oluşan
duygu, kişinin
düşüncelerini
etkiliyor ki o araştırmadan
sonra araştırmacılar,
deneğin
yapmış
olduğu
tercihlerin hangi yönde olduğunu
bildiler. Kişi daha tercihleri yapmadan, 5 saniye önce tercihinin
hangi yönde olduğunu
yazıyorlar
, kayda geçiriyorlar sonrada deneğe
gösteriyorlar.
Bu
tercihler basit tercihler , mesela hafta sonu evde mi kalacaksın
dışarı
mı
çıkacaksın?
Arabanı değiştirecek
misin yoksa eski arabanla mı devam edeceksin, tarzı günlük
hayatta ki tercihlere yönelik sorular bunlar ve tercihlerin yapması
isteniyor, bu konuda karar vermesi isteniyor .
Düşüncelerin
hemen tamamı
esasında
duygu merkezinin kararı
doğrultusunda
gerçekleşiyor
. Demek ki bizim
davranışlarımızı
oluştururken
esasında
düşüncelerimizden
ziyade duygularımız belirleyici.
Peki
bu duygular nasıl oluşuyor?
Duygunun oluşumuna
etki eden dahili- harici faktörler
neler, bugüne , geçmişe
ve geleceğe
ait unsurlar neler?….
Herşeyden
önce
şunun
altını
bir kez daha çizelim. Duygular, daha ilkel olan nöronlar
açısından daha zayıf olan alt beyinde oluşur.
Diğer
bir deyişle
hayvan beyninde oluşur.
Burası erişimimizin
biraz daha sınırlı
olduğu,
kontrolümüzün
daha az olduğu
bir beyin bölgesidir.
Duygular burada oluşur.
Alt beynin ortalama zeka yaşı
10-11 civarındadır.
Üst
beynimiz bizim zeka yaşımızı,
biyolojik yaşımızı
birebir yansıtır. 43 yaşındaysak
eğer
o 43 yaşındaki
birimi üst beyinde çalışıyor
ama alt beynimize geldiğimizde
ister 43 yaşına
gelelim ister 53, ister 63 hiç önemli değil
, onun ortalama zeka yaşı
9-10 civarındadır.
Alt beyin bir durumla karşılaştığında
o durumu öncelikli
olarak anlamlandırmaya çalışır.
Bu ne, ben neyle karşı
karşıyayım
bu iyi mi-kötü mü , doğru
mu -yanlış
mı,
güzel
mi - çirkin
mi , faydalı
mı
–
zararlı
mı
vb.. buna karar vermeye çalışır.
Neden
?
Alt
beynimizde duyguların oluşumundan
sorumlu limbik sistemden bahsetmiştik.
Orada Amigdala adını verdiğimiz
bir yapı
var. Amigdala güvenlikten sorumludur. Dolayısıyla içinde
bulunduğumuz durum duyguların oluşumu
sürecinde
Amigdala'nın etkisiyle bir güvenlik sürecinden geçirilir. Bu
güvenlik
taraması
da büyük ölçüde geçmişe
dönük
yapılır. Yani o alt beynimizde duygularımızın oluşumundan
sorumlu olan yapı,
bir durumla karşı
karşıya
kaldığında
hangi duyguyu açığa
çıkartacak?
Buna karar verme sürecinde geçmişi
tarıyor.Diğer
bir değişle
ben yaşadığımı
bilirim, diyor.
Üst
beyin ona anlatıyor;
-Bak
senin açığa
çıkardığın
duygu işlevsel
bir duygu değil.
Diyelim ki bir kedi gördü
ve korku duygusu açığa
çıktı.
-
Yahu kardeşim
niye korkuyorsun ki? Korkmanı gerektirecek bir durum değil.
Bu bir kedi bu kedinin bize zarar vermesi mümkün değil
. Herhangi bir şekilde
saldırsa
bile bu saldırı
sonucunda görebileceğimiz
zarar son derece sınırlı.
Dolayısıyla bu uyarıcı karşısında
vermiş
olduğun
duygu hiç de işlevsel
değil
diyor .
Kim
diyor bunu? Üst beyin.
Kime
diyor ? Alt beyine.
Fakat
alt beyin ne cevap veriyor?
-
Ben yaşadığımı
bilirim bana masal anlatma.
Ve
hemen geçmişi
tarıyor
. Çocukluğa
gidiyor.
-3
yaşındaydım
kedi yüzümü cırmalamadı mı? 5 yaşındaydım
kedi peşimden
koşmadı
mı?
7 yaşındaydım
kedi bana saldırmadı mı? saldırdı. O zaman kedi tehlikelidir.
O
yaşantılardan
hareketle ; bir yargıya ulaşmış
ve o yargısını
besleyen güçlü duyguları var. O esnada korkmuş,
tedirgin olmuş
, kaygılanmış
duygu ne kadar yoğunsa
o duyguya bağlı
olarak oluşan
yargıda
o kadar güçlü
ve değişmez
bir yargıdır. O kişi
yaşantılardan
hareketle bir duygu açığa
çıkartıyor
ve bu süreçte büyük ölçüde üst beyinden habersiz bu duyguyu
açığa
çıkartıyor.
O zaman burdan neyi anlıyoruz ? BİZLER
YAŞADIKLARIMIZIN
ESİRİYİZ.
Bizler yaşadığımız
deneyimlerin özellikle
de çocukluk
döneminde
yaşadığımız
deneyimlerin esiriyiz.
Çocukluk
dönemi neden bu kadar önemli? Çünkü çocukluk dönemi hayata
dair ilk izlenimlerin oluştuğu
dönemlerdir ve ilk izlenimler, ilk deneyimler çok önemlidir. Kolay
kolay değişmezler
. Alt beynimiz bir durumla karşılaştığında
o durum karşısında
ne hissedeceğini
belirleme sürecinde
o geçmişe
ait özellikle
de çocukluk
dönemlerine
ait o yaşantıları
dikkate alma eğilimindedir.
Kaç
yaşında
olursak olalım,
eğitimimiz
, bilgimiz , deneyimlerimiz ne olursa olsun. Bizler geçmişimizin
esiriyiz. Bu durumdan kurtulmak için geçmişin
o prangalarından
sıyrılmak
durumundayız.DUYGU TERBİYESİ
bu durumdan sıyrılmak için çabalayacağız.
Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu
Bu durumda özgür irademiz olamaz, belirleyici ilk zamanlarımız 0-10 yaşına kadar nasıl programlanmış işlenmiş isek sonraki dönemlerimiz ona göre şekilleniyor. Çelişkiler amigala ile prefrontal korteks arasında yaşanıyor. Bu ikisini uyumlu hale getirmek için; önce uyanmak sonra disiplinli olmak gerek :))).....
YanıtlaSilArkadaşım neden kaynaksız yazı yazıyorsun? Kime faydası var bunun?
YanıtlaSilharika bir yazı bayıldım.
YanıtlaSil