28 Ocak 2014 Salı

PSİKOLOJİ ÇÖZÜM VADEDİYOR MU?

İçsel işleyişimize duygularımızın, düşüncelerimizin oluşumuna etki eden içsel ve çevresel birçok faktör var . Özellikle de kitlesel iletişim araçlarının, sosyal medyanın son derece etkili olduğu bir dönemde, insanoğlu belki de tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar dış dünyadan gelebilecek manipülasyonlara açık hale geldi.
Bu durum içsel işleyişimiz konusunda bilgi birikimimizi arttırarak o süreçleri daha dikkatli yönetme zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir.
Hayat boşluk kabul etmiyor. Bizim boş bıraktığımız alanları birileri doldurma çabası içerisinde. Dolayısıyla bizler o farkındalığımızı geliştirmek, içsel işleyişimize etki eden dahili ve harici faktörleri kavramak ve buralarda düzeltmeleri yapmak ve süreçleri yönetmek durumundayız. 
Dolayısıyla Günümüzde kendini bilme ilmi olarak tanımladığımız psikoloji daha bir önem arz etmiş vaziyette. Bununla birlikte modern psikolojinin verileri ne yazık ki insan gerçeğini anlamak ve tanımlama konusunda henüz yeterli bilgi birikimine sahip değil. İnsanın bireysel ve sosyal hayatındaki sorunlarına kalıcı çözümler sunabilmiş değil.
Neden? Çünkü tek kanatlı bir kuş gibi, Pozitivist bir yaklaşımla meseleleri ele alıyor. Ölçemediği, gözlemleyemediği, laboratuvar ortamında inceleyemediği olguları dikkate almama eğiliminde.
Diğer bir değişle yaratanın insanla ilgili tanımlamalarını, ikazlarını dikkate almıyor. Ve şunun şurasında 50-100 yıllık sınırlı bilgi birikimiyle buz dağının görünen anlamaya, anlatmaya çalışıyor. Fakat bilimsel veriler git gide insan gerçeğinin zannettiğimizin aksine derinlikli bir yapı arz ettiğini ortaya koyuyor. Bilimin ortaya koyduğu bu gerçekler, yine bilimin verileriyle yer ile yeksan oluyor.
Çözüm, bilimsel verileri vahyin bilgileriyle harmanlayarak kevni ve kelami prensipleri bir araya getirmektir. Bu bilgi insanlığın bireysel ve toplumsal  sorunlarına çözüm üretebilme potansiyelini de taşıyacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder