Beynimizde haritalar vardır. Bu haritalar
hayatla ilgili takip edeceği stratejileri , yolu tespit açısından
önem arz eder.Beynimiz yaşadığı gözlemlediği
olaylardan hareketle bir harita oluşturur. Neyin haritasını
oluşturur? Hayatın, insanların, kendi gerçeklerinin haritasını
oluşturur. Fakat ne yazık ki güncel değildir bu haritalar. Bu
haritaların sürekli olarak güncellenmesi gerekir. Çünkü hayat
çok çabuk değişir. İnsanlar değişiyor. Bizler de değişiyoruz.
Bizler eski biz değiliz. Fakat beyin kimi zaman bu değişime ayak
uyduramıyor. Haritaları güncelleyemiyor ve var olan gerçeklikten
kopmaya başlıyor.
Beynimiz planlarını yaparken
özellikle de alt beynimiz bu güncelleme konusunda oldukça yavaş
ve tutucu bir yapıdır. Alt beynimiz bu haritaları oluştururken
gözlem ve duyumları dikkate almaz. Yaşantılardan hareketle
haritalar oluşturur. Örneğin sütten ağzı yanmıştır,
haritada sütle ilgili o yolu o deneyimlerden hareketle oluşturur. O
yolu düzeltebilmesi için yeni bir deneyime ihtiyacı vardır.
Halbuki kişi hayatın içerisinde aldığı eğitime bağlı olarak,
duyum ve gözlemlere bağlı olarak her hangi bir deneyim yaşamasa
bile sütün dili her zaman yakmayacağı gerçeğini öğrenmiştir.
Fakat bu öğrenme beyinin üst
kısmıyla ilgili bir öğrenmedir. Yani beyinin üst kısmının
öğrenmesi o şeyi tüm gerçekliğiyle kavradığımız anlamına
gelmiyor. Alt beynin de onu öğrenmesi gerekiyor.
Bu çok önemlidir. Dolayısıyla kuru
bilgiyle ne yazık ki insanda istenen o hal değişimi
gerçekleşmiyor. Alt beynin de öğrenmesi gerekiyor. Alt beyin ben
yaşadığımı bilirim bana masal anlatmayın der. Böyle bir
yaklaşım içerisindedir. Onun hayatla ilgili olarak, insanlarla
ilgili olarak oluşturulan harita yaşantılara bağlı olarak
oluşturulmuştur. Tecrübeyle sabittir diğer bir değişle.
Yaşadığıma mı inanayım, duyduğuma mı inanayım der ve işin
içinden çıkar.
Dolayısıyla alt beynimizin kullanmış
olduğu o zihin haritaları çoğunlukla güncel değildir. Alt
beynimiz bize o haritaları dayatır. Planları yaparken,
programlarını yaparken, stratejilerini oluştururken o haritalara
dayanarak programlarını yapar ve o haritalar güncel olmadığı
için o haritaya bağlı kalarak yapılan planlar suya düşmeye
mahkumdur.
Bu da ne getirir?
Beraberinde hayal kırıklığı, büyük
bir güvensizlik ve ya hayata, insanlara karşı müthiş bir öfke
getirir.
Şimdi durup kendimize bir bakalım.
Acaba bizim kullanmış olduğumuz haritalar ne derece güncel?
Acaba hayatla ilgili haritalarımız ne
derece güncel?
İnsanlar beyinlerindeki haritaları
güncellemek yerine hayata kızar, insanlara ve kendine kızar.
Gerçekliği dikkate almazlar. Olanı değil olması gerekeni dikkate
alırlar. Hayatın gerçeklerini anlamaya çalışmak, insanların
gerçeklerini anlamaya çalışmak ve kendi gerçeğinden hareketle
sağlıklı , çalışan, işe yarar, var olan gerçeklikle örtüşen
stratejiler oluşturmak yerine, olması gerekeni referans alıyor.
Kafalarındaki o eskimiş haritaları dikkati alıyorlar. Kendilerini
ve çevrelerindekileri zor duruma sokuyorlar.
O yüzden haritalarımızı güncellemek
zorundayız.
Aksi taktirde var olan gerçeklikten
kopuyoruz. Gerçeklikle olan uyumumuzu kaybediyoruz ve başlıyoruz
gerçeklerle kavga etmeye, sürtüşmeye. Netice de biz de zarar
görüyoruz çevremizdeki insanlara da zarar veriyoruz.
O açıdan sadece dış dünyadan gelen
verileri kritik etmek, sorgulamak, analiz etmek yeterli değil. Bu
süreci, bu elekten geçirme sürecini iç dünyamızdan beynimizden
gelen özellikle de alt beynimizden gelen, kullanımımıza sunulmuş
o verilerle ilgili de yapmak durumundayız.
Zihnimizdeki haritalarımızı
güncellemek zorundayız. Aksi takdirde bunun olumsuz sonuçlarını
bizler ve çevremizdekiler yaşamak durumunda kalıyoruz.
Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder