29 Ocak 2014 Çarşamba

BİZİM VE O'NUN PLANLARI

Hayatımızdaki her şey bizim istememizle gerçekleşmiyor. her şey bizim istememizle ilgili değildir. Mevla nın da istemesi önemlidir. Bizim planlarımızın O nun planlarıyla uyumlu olması gerekiyor. Bizler mevlanın planına tabiyiz. O bizim için planlar yapmış, bizi de o planlara o hedefleri hayata geçirebilecek içsel ve çevresel kaynaklarla donatmıştır. Tabi bu plan imtihan sırrı gereği bazı imtihanlardan geçmemizi, bazı eğitimlerden geçmemizi  gerektirebiliyor.  Dünya ve ahiret saadetini elde edebilmemiz için ona gerek vardır. Öte yandan da mevlam o işi başarmamızı istediğinden dolayı bu zorluklarla baş edebilecek, bu zorlukları aşmamızı sağlayacak, bu dersi öğrenmemizi algılamamızı ve bu dersin getirdiği bilgi birikimiyle yolumuza devam edebileceğimiz kaynakları var ediyor. 
Bu süre içerisin de de bizim her türlü psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarımız karşılamayı da bize vaat ediyor. Bunu bilmek de insanı ayrıca rahatlatıyor.
Eğer hayatımızın herhangi bir alanında bir tıkanıklık varsa, bütün çabalarımıza rağmen içsel ve çevresel kaynaklarımızı hayata geçirmemize rağmen o tıkanıklığı aşamıyorsak o yol bize kapalı demektir. Orayı çok fazla zorlamamalıyız. Çözemediğimiz bir problem varsa aşamıyorsak eğer o problemin bize ve çevreye olan etkilerini asgari düzeye indirmeye yönelik gerekli tedbirleri almamız gerekir. Bu şekilde bu süreci yönetmiş oluyoruz.
Eğer bir işte çok fazla zorlanıyorsak muhtemelen girmememiz gereken bir yola girmişiz demektir. Yapmamamız gereken bir şeyi yapıyoruz demektir. Çünkü Mevla nın avdeti bu yönde değildir. O genellikle kolaylaştırma eylemi içerisindedir. Evet iş zordur ama o kolaylaştırılıyordur.
Çünkü hepimizin sınırlı kaynakları var, sınırlı enerjisi var, sınırlı bir zamanı var. Bu sınırlı olan kaynaklarımızı doğru kullanabilmek, açığa düşmemek çok önemlidir. Zira hazıra dağ dayanmaz. Hayata bu şekilde baktığımız zaman hayatın üzerimizdeki yükü hafifliyor. Önemli olan şey doğru hedefler belirleyebilmek. Doğru amaçlar doğrultusunda gidebilmek. Mevla’nın planı doğrultusunda gidebilmektir. Problemlerimiz nelerden kaynaklanıyor? Genellikle hedeflerimizi doğru belirleyemiyoruz. Planlarımızı Mevla’nın planlarıyla eşgüdümlü yapamıyoruz. O’ nun bizim için yaptığı planlar doğrultusunda yapmıyoruz planlarımızı. Planlarımızı Mevla’mızın planlarıyla senkronize edemiyoruz. Daha hızlı daha aceleci davranabiliyoruz. O nun bizim için belirlemiş olduğu zamana riayet etmeyip daha erken olması için acele ediyoruz. Ve planlarımızın zamanını doğru yapamıyoruz. O zaman Mevla’nın vermiş olduğu o kaynaklar yetersiz geliyor. Esasında bu içsel ve çevresel kaynaklarımızın yetersizliğinden kaynaklanmıyor. Bu o sorunun çok büyük ve çözülmez olmasından kaynaklanmıyor. Bu hedeflerimizin fazlasıyla uç, ileri olmasından, planlarımızın gerçekçi olmayışından kaynaklanıyor.
O zaman bu iş olmuyor deyip ümitsizliğe kapılmak, hayal kırıklığına düşmek yerine hedeflerimizi optimize etmek, planlarımızı realize etmek çok daha sağlıklı, çok daha mantıklı olacaktır.  O zaman sahip olduğumuz içsel ve çevresel kaynakların o hedeflere ulaşabilmek, o planı hayata geçirebilmek için yeterli olduğunu göreceğiz.
Kadere bakış açımız, kaderi anlayışımız çok önemlidir.  Kadere bizim bakışımız var bir de Mevla’nın bakışı var. Biz o oluşun, işleyişin arkasındaki hikmeti, sırrı görmeye odaklanmak durumundayız. Çünkü kader Allah’ın planıdır. Bizim de kendi kaderimizle ilgili planımız var. Fakat Allah’ın dediği olur.
O zaman biz kaynaklarımızı ki; bize kaynaklarımızı O bahşetmiştir ve kendi planını hayata geçirmek üzere bahşetmiştir. Bizimle ilgili hedeflerine yönelmemiz için bahşetmiştir. O zaman o kaynakları alternatif hedefler belirleyerek, alternatif planlar yaparak heder etmek yerine Mevla’nın bizim için belirlediği hedeflere yönelmek çok daha akıllıca olacaktır.
Bizler plan yapıyoruz ama durup bir düşünmemiz gerekiyor acaba Mevla’nın bu konudaki planı nedir? O zaman Mevla’nın bizim için olan planını da dikkate alacağız. Mevla’nın bizim için olan planını nereden bileceğiz? Zuhurata bakacağız, oluşa bakacağız, karşımıza çıkarılana bakacağız. Her geceni Kadir bil. Her geleni  Hızır bil.  Söyleyene değil söyletene bakacağız. Demişler ya!
Sonuçta karşılaştığımız, yaşadığımız her şey kader planı doğrultusunda gerçekleşiyor. Ve onlar birer öncül onlar birer ipucu. Sonrasının nasıl geleceğiyle ilgili birer ipucu. O ipucunu doğru okuyabilmek , sonrası için doğru tahminlerde bulunabilmek, bunlardan hareketle doğru hedeflemeler yapabilmek çok önemlidir.
Bunu başaran insanlar hayatla uyumlu gidiyorlar. Hayatla eşgüdümlü gidiyorlar. Sahip oldukları içsel ve çevresel faktörleri verimli kullanıyorlar. Doğru hedefler yapıyorlar. Doğru adımlar atıyorlar. Kaygı seviyeleri  daha düşük.  Stres seviyeleri daha düşük. Daha kanaatkar, daha tevekkül, daha teslimiyetçi, olarak ilerlemiş olduklarını görüyoruz.
Dolayısıyla, formüle de edilmiştir “Hayır Allah’ın takdir ettiğindedir.”  Bir başka tabirle “Olanda hayır vardır”. Denmiştir. Olana saygı gösteriyoruz.  Hoşumuza gitmeyebilir, bizim planlarımızla uyuşmayabilir. O zaman planımızı hemen realiteyle eşgüdümlü hale getireceğiz.
Çünkü o istediğimiz şeyin olmayışı, istemediğimiz bir şeyin vuku bulması Mevla’nın bizi unuttuğu, bizi dışladığı, bizi kendi halimize terk ettiği anlamına gelmiyor. O nun bizimle ilgili programı var, cari işlemde fakat problem bizde, bizim hedeflerimizde. O zaman hemen planlarımızı revize edicez.
Bir karar almadan önce onun ekolojisine ve ergonomisine bakmamız gerekiyor. O kararımızdan dolayı çevremizde birileri zarar görmesin, incinmesin, üzülmesin, kırılmasın ve o kararımız bizlere de zarar vermesin. Eğer bir zarar mevcutsa o zararı bertaraf edecek tedbirleri alalım. Zararların telafisi mümkün değilse kararlarımızı gözden geçirmemiz gerekir. Çünkü alınan karar yanlış demektir.
Biz kullar karar verme böyle düşünüyor iken Mevla’nın olayın ekolojisini ve ergonomisini göz önünde bulundurmamasını düşünemeyiz elbette ki.
Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder