4 Ocak 2014 Cumartesi

DUYGU MU ÖNCE OLUŞUR YOKSA DÜŞÜNCE Mİ?

       


Şimdi size şu soruyu sormak istiyorum acaba sizce düşünceler mi önce oluşur duygular mı? Beynimizde hiyerarşik bir yapı vardır,önce düşünceler sonra duygular sonra da davranışlar oluşur. Hatta bu bir söz haline de gelmiştir;''Düşünceler duygulara , duygular davranışlara , davranışlar alışkanlıklara, alışkanlıklar kişiliklere kişiliklerde yazgıya dönüşür.'' Normal şartlar altında hiyerarşik yapıyı göz önüne aldığımızda önce düşünceler sonra duygular daha sonrada davranışlar ortaya çıkar. Fakat ne yazık ki hayatta işler her zaman kağıt üzerinde belirlendiği şekilde gerçekleşmiyor. Bazı durumlarda duygular düşüncelerimizden bağımsız olarak, tamamen içinde bulunduğumuz koşulların içsel ve çevresel faktörlerin etkisiyle düşünceden bağımsız hatta kişinin düşüncelerine aykırı bir şekilde gerçekleşebiliyor.Son dönemde yapılan araştırmalar; özellikle de mağnetik rezonans (beyin görüntüleme) konusunda ki teknolojik gelişmelere bağlı olarak beynin içinde neler olup bittiğini daha iyi görme imkanı sağladı.
Son dönemdeki araştırmalar sanılanın aksine duyguların daha önce oluştuğunu ortaya koyuyor. Yani hiyerarşik yapı bildiğimiz üzere önce düşünceler,sonrada duygular oluşur şeklinde değildir.
Bu konuda Berlin Üniversitesinde yapılmış ilginç bir araştırma var. Bir denek magnetik rezonansa sokuluyor ve bu esnada kendisine bazı sorular soruluyor. Günlük yaşamıyla ilgili sorulara cevaplar vermesi isteniyor. Bu esnada cevap verme yani tercih yapma sürecinde beyninde ki aktivite gözlemleniyor. Normal şartlar altında karar verme sürecinde beynin kabuk olarak tanımladığımız korteks bölgesi daha etkindir. Özellikle de beynin ön üst kısmında bulunan prefrenon korteksin önemli olduğunu biliyoruz .
Dolayısıyla normal şartlarda bu insanın tercihlerini yaparken öncelikle beynin ön üst kısmının(prefenon korteksin) aktif olmasını bekleriz. Fakat araştırma sonuçları bu şekilde gelmiyor. Araştırmacılar görüntüleme esnasında beynin önce alt bölgesinde salt kısmı ilkel beyni yada hayvan beyni olarak da adlandırdığımız nörol kapasite bakımından üst beyne kıyasla daha zayıf olan alt beynin, öncelikle aktif olduğunu, alt beyindeki o aktiviteden ortalama 6 saniye sonra ise üst beynin aktif olduğunu gözlemledi.
Peki alt beyinde neler oluyor ?
Alt beyin duyguların oluşumunda daha etkili bir yapıdır . Duyguların oluşumunda rol oynayan üçlü bir mekanizma vardır. Bu mekanizmaya Limbik sistem diyoruz. Limbik sistem; amigdala, talamus , ve hipokampüsten oluşur. Duyguların oluşumunda bu yapı çok önemli bir rol oynar. Bu sistem alt beyindedir. Nöronlar olarak daha zengin kısmı ise üst kısımdadır ki bu korteks diğer hayvanlarda yoktur. Bazı memelilerde, özellikle maymunlarda çok ince bir tabaka halindedir. En kalın kortekse sahip olan canlı insandır ve onu hayvanlardan ayıran, ona o zihinsel, bilinçsel kapasiteyi diğer bir deyişle aklı sağlayan yapı bu mekanizmadır. Karar ve tercihlerimizin alınması sürecinde, düşüncelerin oluşmasındaki etkin olan yapı burasıdır. Fakat görüntü (MRA dan alınan görüntü) zannedilenin aksine düşüncelerden önce duyguların oluştuğunu söylüyor.
Önce duygu oluşuyor sonra düşünce oluşuyor.
Peki duygu nedir ?
Duygu; beyinde oluşur fakat bedende yaşanır.
Duygu sadece beynin içeresinde gerçekleşen bir süreç değildir. Sinir sistemimiz ve bedenimizin belirli bölgelerinden salgılanan özellikle de böbrek üstü bezlerinden, hormonlar aracılığıyla ki özellikle burada iki hormon ön plana çıkıyor birisi adrenalin diğeride nöroadrenalindir. Bunlar iki kardeş hormondur. Duygular sinir sistemimiz ve hormonlar aracılığıyla bedenimize yansıtılır bir elbise gibidir. Bu elbiseyi bedenimiz ne yapar eder giyer . Bu andan itibaren artık benliğimiz o duygu elbisesinin etkisi altındadır. Ayaklarımızdan bacaklarımıza , bacaklarımızdan karnımıza, omuzlarımıza,bellerimize, yüzümüze, kollarımıza, başımıza varıncaya kadar tüm bedenimiz, aynı zamanda bedenimizin bir parçası olan beynimiz de duyguların etkisi altındadır. Beynimizde o duygunun etkisi altına giriyor. Araştırmaya geri döndüğümüzde oluşan duygu, kişinin düşüncelerini etkiliyor ki o araştırmadan sonra araştırmacılar, deneğin yapmış olduğu tercihlerin hangi yönde olduğunu bildiler. Kişi daha tercihleri yapmadan, 5 saniye önce tercihinin hangi yönde olduğunu yazıyorlar , kayda geçiriyorlar sonrada deneğe gösteriyorlar.
Bu tercihler basit tercihler , mesela hafta sonu evde mi kalacaksın dışarı mı çıkacaksın? Arabanı değiştirecek misin yoksa eski arabanla mı devam edeceksin, tarzı günlük hayatta ki tercihlere yönelik sorular bunlar ve tercihlerin yapması isteniyor, bu konuda karar vermesi isteniyor .
Düşüncelerin hemen tamamı esasında duygu merkezinin kararı doğrultusunda gerçekleşiyor . Demek ki bizim davranışlarımızı oluştururken esasında düşüncelerimizden ziyade duygularımız belirleyici.
Peki bu duygular nasıl oluşuyor? Duygunun oluşumuna etki eden dahili- harici faktörler neler, bugüne , geçmişe ve geleceğe ait unsurlar neler?….
Herşeyden önce şunun altını bir kez daha çizelim. Duygular, daha ilkel olan nöronlar açısından daha zayıf olan alt beyinde oluşur. Diğer bir deyişle hayvan beyninde oluşur. Burası erişimimizin biraz daha sınırlı olduğu, kontrolümüzün daha az olduğu bir beyin bölgesidir. Duygular burada oluşur. Alt beynin ortalama zeka yaşı 10-11 civarındadır.
Üst beynimiz bizim zeka yaşımızı, biyolojik yaşımızı birebir yansıtır. 43 yaşındaysak eğer o 43 yaşındaki birimi üst beyinde çalışıyor ama alt beynimize geldiğimizde ister 43 yaşına gelelim ister 53, ister 63 hiç önemli değil , onun ortalama zeka yaşı 9-10 civarındadır. Alt beyin bir durumla karşılaştığında o durumu öncelikli olarak anlamlandırmaya çalışır. Bu ne, ben neyle karşı karşıyayım bu iyi mi-kötü mü , doğru mu -yanlış mı, güzel mi - çirkin mi , faydalı mı – zararlı mı vb.. buna karar vermeye çalışır.
Neden ?
Alt beynimizde duyguların oluşumundan sorumlu limbik sistemden bahsetmiştik. Orada Amigdala adını verdiğimiz bir yapı var. Amigdala güvenlikten sorumludur. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz durum duyguların oluşumu sürecinde Amigdala'nın etkisiyle bir güvenlik sürecinden geçirilir. Bu güvenlik taraması da büyük ölçüde geçmişe dönük yapılır. Yani o alt beynimizde duygularımızın oluşumundan sorumlu olan yapı, bir durumla karşı karşıya kaldığında hangi duyguyu açığa çıkartacak? Buna karar verme sürecinde geçmişi tarıyor.Diğer bir değişle ben yaşadığımı bilirim, diyor.
Üst beyin ona anlatıyor;
-Bak senin açığa çıkardığın duygu işlevsel bir duygu değil. Diyelim ki bir kedi gördü ve korku duygusu açığa çıktı.
- Yahu kardeşim niye korkuyorsun ki? Korkmanı gerektirecek bir durum değil. Bu bir kedi bu kedinin bize zarar vermesi mümkün değil . Herhangi bir şekilde saldırsa bile bu saldırı sonucunda görebileceğimiz zarar son derece sınırlı. Dolayısıyla bu uyarıcı karşısında vermiş olduğun duygu hiç de işlevsel değil diyor .
Kim diyor bunu? Üst beyin.
Kime diyor ? Alt beyine.
Fakat alt beyin ne cevap veriyor?
- Ben yaşadığımı bilirim bana masal anlatma.
Ve hemen geçmişi tarıyor . Çocukluğa gidiyor.
-3 yaşındaydım kedi yüzümü cırmalamadı mı? 5 yaşındaydım kedi peşimden koşmadı mı? 7 yaşındaydım kedi bana saldırmadı mı? saldırdı. O zaman kedi tehlikelidir.
O yaşantılardan hareketle ; bir yargıya ulaşmış ve o yargısını besleyen güçlü duyguları var. O esnada korkmuş, tedirgin olmuş , kaygılanmış duygu ne kadar yoğunsa o duyguya bağlı olarak oluşan yargıda o kadar güçlü ve değişmez bir yargıdır. O kişi yaşantılardan hareketle bir duygu açığa çıkartıyor ve bu süreçte büyük ölçüde üst beyinden habersiz bu duyguyu açığa çıkartıyor. O zaman burdan neyi anlıyoruz ? BİZLER YAŞADIKLARIMIZIN ESİRİYİZ. Bizler yaşadığımız deneyimlerin özellikle de çocukluk döneminde yaşadığımız deneyimlerin esiriyiz.


Çocukluk dönemi neden bu kadar önemli? Çünkü çocukluk dönemi hayata dair ilk izlenimlerin oluştuğu dönemlerdir ve ilk izlenimler, ilk deneyimler çok önemlidir. Kolay kolay değişmezler . Alt beynimiz bir durumla karşılaştığında o durum karşısında ne hissedeceğini belirleme sürecinde o geçmişe ait özellikle de çocukluk dönemlerine ait o yaşantıları dikkate alma eğilimindedir. Kaç yaşında olursak olalım, eğitimimiz , bilgimiz , deneyimlerimiz ne olursa olsun. Bizler geçmişimizin esiriyiz. Bu durumdan kurtulmak için geçmişin o prangalarından sıyrılmak durumundayız.DUYGU TERBİYESİ bu durumdan sıyrılmak için çabalayacağız. 

                                                       Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu

3 yorum:

  1. Bu durumda özgür irademiz olamaz, belirleyici ilk zamanlarımız 0-10 yaşına kadar nasıl programlanmış işlenmiş isek sonraki dönemlerimiz ona göre şekilleniyor. Çelişkiler amigala ile prefrontal korteks arasında yaşanıyor. Bu ikisini uyumlu hale getirmek için; önce uyanmak sonra disiplinli olmak gerek :))).....

    YanıtlaSil
  2. Arkadaşım neden kaynaksız yazı yazıyorsun? Kime faydası var bunun?

    YanıtlaSil