24 Mart 2014 Pazartesi

ERTELEME ÖNEMLİ BİR STRES SEBEBİDİR

Stresle başetme sürecinde alışkanlıklarımız son derece önemli rol oynar. Eğer sorumluluklarımızı hemen yerine getirme gibi bir alışkanlığımız varsa buna bağlı olarak strese daha az maruz kalma gibi bir durum söz konusu olacaktır.

Bu durum ibadetlerimiz için de geçerlidir. Diyelim ki namaz kılan bir kişiyi düşünelim; kişi namazlarını vaktin son dakikalarına bırakma eğilimi içerisinde. Bu namaz kılmanın getirmiş olduğu stresi olması gerekenden iki kat daha fazla yaşayacaktır. Kişi eğer namaza yeni başlamışsa ve namaz kişide alışkanlık haline gelmemişse Ya da kişiliğin bir parçası haline dönüşmemiş ise, hani hep dediğimiz bir şey var “ düşünceler duygulara, duygular davranışlara, davranışlar da kişiliğe, kişilik de yazgıya dönüşür” diye.
Alışkanlığa dönüşme süreci sıkıntılı bir süreçtir. Çünkü namaz esnasında o kararlılık hali, o denge hali bozuluyor. Kişi daha önceden o zaman dilimi içerisinde yatmaya programlamış bedenini ve beynini. Fakat birden sessizlik bozuluyor ezan sesiyle veya alarmla. Ve kişide birhareketlenme söz konusu oluyor. Kişi sıcak yatağından kalkıyor. İşte bütün bunlar stres faktörüdür.
Beynimiz bütün bunları o kararlılık halini bozan unsur olarak algılar ve gerilim tepkisi verir. Otomatik olarak herkeste açığa çıkan bir tepkidir bu.
Dolayısıyla kişinin namazını ilk vaktinde kılması kişinin bu stresi çok daha düşük yaşamasına neden olur. Fakat sonlara bıraktıkça gerilim ve stres oranı artar. Ve buna bağlı olarak kişi namazın stresini olması gerekenden çok daha fazla yaşar. Bu bir müddet sonra kaçınma tepkisine yol açar.
Beynimizde kişiyi strese sokan durumlardan kaçma eğilimi vardır. Namazda kişinin namazını son dakikaya bıraktığından dolayı daha stresli hale gelmiştir. Dolayısıyla beyin bir müddet sonra onu strese sokan, gerilimini gereksiz yere arttıran o eylemden onu uzak tutma eğilimi içerisine girer ve kişide namaza karşı bir soğuma söz konusu olur.

O zaman gerek namaz olsun, gerekse ödevler söz konusu olsun, gerekse ödemeler olsun, yani yükümlülüklerimizi yerine getirme sürecinde vaktin evvelinde yapmayı alışkanlık haline getirmemiz stresi olması gerektiğinden çok daha düşük yaşamak ve o davranışın daha kısa sürede alışkanlık haline dönüşmesi sonucunu beraberinde getirecektir.

Hayatın içerisinde rutin olarak yapmamız gerekli olan davranışlarımız hatalı tutumlarımızdan dolayı bir stres faktörü haline getiriyor.
Dolayısıyla stresi hayatın içerisinde olduğundan daha fazla yaşıyor isek, stres belirtilerini daha fazla bir şekilde duyumsuyor isek burada çevresel stres faktörlerinden ziyade bizim stresi gereksiz yere arttıran hatalı tutumlarımız, davranışlarımız neler öncelikli olarak onları bir tespit edip onları ayıklamaya çalışmak çok daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.

Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder