21 Eylül 2015 Pazartesi

Eğer tezgah iyi kurulmuşsa kandırılmak kaçınılmazdır

Bakıyoruz nice akıllı insanlar telefon dolandırıcılarının tüzüğüne düşüyor. Hatta bunlar çevreleri tarafından uyarılmalarına rağmen uyanmıyorlar. 

Neden ? Çünkü alt beyin terör örgütünü duydu, devlet tarafından soruşturulduğunu duydu, hemen orada çağrışım mekanizması devreye giriyor daha önce yaşadığı deneyimler, duyduğu gördüğü o deneyimler, haberlerde izlediği, gazetede okuduğu, başkalarından duyduğu, bizzat kendisinin parçası olduğu yaşantılar çok kısa bir zamanda, saniyenin onda biri kadar  kısa bir sürede beynimizde işlemden geçiyor. 

Bir projeksiyon oluşturuluyor, bir imaj oluşturuluyor ve bu imaj alt beynimizi müthiş derecede tedirgin ediyor, korkutuyor, ve kişi o an bir karanlığın içine düşüyor. Ne yapacağını bilemiyor. 
Karanlıkta.

Kişi karanlığa düştü çünkü daha önce hiç yaşamadığı bir deneyim söz konusu, ne yapacağını bilemiyor orada. İşte bu ne yapacağını bilemediği anlarda kişi emir almaya, yönerge almaya çok açıktır.

Tabiri caizse alt beyin karanlıkta Ve karanlıkta kalan insan ışık arar. Yönelebileceği bir ışık…. Derken bir ışık yanıyor orada.

Fakat bir dakika!.... Bu ışık ne, bu ışığın sahibi kim, bu ışık nerede, bu ışık bizi çıkışa götürüyor mu? İşte o anda insan karanlıkta kaldığı zaman ışığa yönelme eğilimi insanın doğasında var olan bir eğilimdir.

Bir yandan otorite, bir yandan da güven mekanizması devreye sokulmuş, öte yandan güven verici bir ses tonuyla yardımcı olunacağı söyleniyor. Ve kişi o kişinin güdümüne giriyor.

Bitti. Eşleşme gerçekleşti. Alt beyin de herşey gerçekleşti, akıl ve vicdan artık devrede değil. Çok arka planda kaldı. Sesini duyuramıyor. Çünkü adrenalinin etkisi altında. Ve kişi o kişinin güdümüne giriyor. 

Kayıtlara bakıldığında kişi defalarca aranmış, günler süren bir süreç. Bazen haftalar boyu süren bir süreç. İnsan bu süreçte hiç uyanmaz mı? Hiç fark etmez mi?

Burada da başka mekanizmalar devreye giriyor. Prosedür mekanizması devreye giriyor. Kimi insanlar presödür odaklı insanlardır. Onları bu prosedürlerin içine soktun mu beyin artık o süreci otomatikman devam ettirmeye odaklanıyor ve o sürecin içinden çıkamıyor.

Seçenek ci ise kişi, (ki bunlar genetik olarak insanlarda var olan yönelimlerdir) seçenek oluşturmaya çalışır fakat seçenekleri akıl ve vicdan oluşturur. Akıl ve vicdan adrenalinin etkisinde olduğu için devre dışı olduğu için kişi seçenek de oluşturamıyor. Alternatif çözüm de üretemiyor. Çıkmak istediği halde bunun içinde kalıyor.

Prosedurcü kişi ise zaten çıkmayı hiç düşünmüyor. Onun için artık karşı tarafın ona sunmuş olduğu süreç karşısında binlerce lira, on binlerce lira karşı tarafa aktarılabiliniyor.

Her zaman söylediğim bir şey vardır; bir insan bir insanı kandırmak istiyorsa muhakkak suretle kandırır. Onun için Rabbim kötülerle karşılaştırmasın.
Bu tür insanlarla mümkün mertebe karşılaşmayalım, bu tür ortamlardan uzak duralım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder