2. dünya savaşında Almanya tarafından yürütülen o toplama kamplarında olsun, ister savaş esnasında olsun binlerce insanın öldürülmesine, acı çekmesine neden olan bu faaliyetler iyi eğitimli insanlar tarafından yönetildi.
Bunlar iyi eğitim almış insanlardı, bunlar iyi ahlaklı toplum tarafından örnek gösterilen takip edilen insanlardı.
Fakat insanlıkla bağdaşmayacak, din ile ahlak olgusuyla bağdaşmayacak şeyler yaptılar. İşte bu otoriteye boyun eğme olgusu olarak tanımlanıyor.
Otoriteye boyun eğme olgusu insanın fıtratında vardır.
1960 lı yıllarda sosyal psikoloji alanında yapılmış Milgram deneyinde, 12 tane denek alınıyor. 25-55 yaş arası, toplumda orta seviyede olan memur, öğretmen, işçi vs. tarzı, herhangi bir suça bulaşmamış, psikolojileri yerinde ortalama yurdum insanları alınıyor. Tabi bu Amerika da yapılan bir deney.
Bu insanlara deniliyor ki sizi bir yarışma programında moderatör olarak kullanacağız. Sizden istediğimiz şey soru sorduğunuz kişi yanlış cevap verdiğinde ona elektrik şoku vermek. Tamam veririz diyorlar. Yalnız her yanlış cevabından dolayı şoku bir seviye arttıracaksınız diyorlar.
Önünde düğmeler var.
12 tane soru soruluyor. 45 volt ttan başlıyor düğmeler 450 volta kadar çıkıyor. 450 voltta şehir şebekesinin 2 katıdır.
Deney başlıyor ama aslında kendisine soru sorulan kişi bir aktör, oyuncu. Herhangi bir şekilde elektrik şoku falan almıyor. Fakat uygulayan kişi düğmeye bastığında numaradan çığlık atıyor. Kişi bunu duyuyor ve görüyor. Araları camla ayrılmış 2 ayrı paravandalar. Kusura bakmayın elektrik şoku vermek zorundayım diyor ve 45 volta basıyor.
Sonra kişi 2. Soruyu da bilemiyor bu sefer voltaj yükseliyor 55, 65, 75, 85 95 bu şekilde çıkıyor tabii karış tarafın çığlıkları da ona bağlı olarak artıyor.
Deneyi uygulayan kişiler huzursuzlanmaya başlıyorlar. Bu esnada hemen arkalarında bir profesör oturuyor. O da esasında profesör değil, profesyonel bir oyuncu ve kişinin deneyi yönergelere uygun bir şekilde gerçekleştirip gerçekleştirilmediğini kontrol ediyor. Tabi bu şekilde kameraya da çekilmiş vaziyette.
Bu arada kişiler dönüp elektrik şoku biraz fazla olmaya başladı, karşıdaki kişi acı duyuyor acaba bıraksak mı diyor.
Deneye devam etmemiz gerekiyor, bu profesyonel bir deney, lütfen devam edip size verilen yönergeleri uygulayınız diyor sert bir ses tonuyla.
Deneyin artık ilerleyen zamanlarında voltaj artık 200 leri aştığında ve karşı taraf ciddi anlamda çığlıklar atmaya başladığında karşı taraf ben deneyden çıkmak istiyorum diyor. Yeter artık çok acı çekiyor beni rahat bırakın diyor. Orada o otoriteyi temsil eden profesör devreye giriyor, uygulamaya devam etmelisin bırakamazsın bu aşamada, temelinde insanların iyiliği için yapılmış bir şey bu diyor.
Burada sadece otoriteye itaat yok, otorite boyun eğmeyi insanların iyiliği için gerekçesine de dayandırıyor. İşte bilim insanların iyiliği için çalışan bir kurumdur, her ne kadar şu aşamada karşı taraf zarar görse de, acı duysa da bilimsel gerçekler söz konusuysa buna devam edilebilir. ( ne kadar çarpık bir mantık)
Ki günümüzde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor; bilimsel deneylerde kullanılan insan deneklerden, hayvan kobaylardan acı çektirilen binlerden yüzbinlerden bahsediliyor. Bunların hepsi bilim adına yapılıyor.
2. dünya savaşında da nazi toplama kamplarında ki tutsakların bir kısmı Yahudi idi, bir kısmı çingene idi, bir kısmı Alman olmasına rağmen engelli olan tutsaklardı birçoğu bilimsel deneylerde kullanılmıştır ölmeleri pahasına, acı çekmeleri pahasına.
Ve işin ilginç tarafı 12 denekten 9 u karşı tarafın çığlıklarına rağmen otoriteye boyun eğerek deneyi tamamlıyor. Karşı taraftaki deneğe tam 450 volt veriyor. Bu çok tedirgin edici bir deney ve bu insanlar asker değil, polis değil, bu insanlar günlük hayatta toplumda her yerde karşılaşabileceğimiz memur, işçi tarzı insanlar.
İnsanlarda otoriteye boyun eğme olgusunun ne kadar güçlü olduğuyla alakalı çok sarsıcı bir deney.
Karşı tarafı hayati tehlike yaşama ihtimaline rağmen insanlar % 85 oranında otoriteye boyun eğiyorlar.
Onüç kişiden sadece 3 ü itiraz ediyor. İşin ilginç tarafı bu insanlar da baştan itibaren itiraz etmiyorlar ilerleyen evrelerde tehlike eşiği tabir edilen 220 volt tan sonra itiraz ediyorlar.
Dolayısıyla insanın tabiatında otoriteye boyun eğme eğilimi var. İşte karşı taraf bunu kullanıyor.