Peki bu dış gözlem konumuna nasıl geçeğiz?
Duygularınızı kontrol etmekte güçlük çektiğiniz durumları şöyle bir düşünün. Fazlasıyla duygusal tepkiler verdiğiniz durumlardan bir tanesini seçin. Fakat sizi çok derin, çok yoğun etkileyen bir olay olmasın. Çünkü bir alıştırma, antraman olarak düşünün bunu. Antramanda çok zorlamayız kendimizi.
Mesela komşumuz tutar çöpünü bizim dairenin önüne koyar. Burada sağlıklı bir çözüme ulaşmamız için duygu durumumuzu stabilize etmemiz gerekiyor. Yani nefsimizi şöyle bir kenarda tutmamız gerekiyor. Süper egoyu da kenarda tutmamız gerekiyor. Olaya akıl ile yaklaşmamız gerekiyor. Tabi nefsin yani alt beynin devreye girmemesi için de dış gözlem konumunda olmamız gerekiyor. Çünkü duygusal tepkiler verirsek komşumuzla ilişkimiz bozulur. Bunun zararları olur, komşu komşunun külüne muhtaçtır derler çünkü.
Yalnızlaşırız, toplumdan soyutlanırız, onlardan faydalanacağımız şeylerden mahrum kalırız, toplumsal bütünlükte bir bozulma olur. Vs…. Bunun dini boyutuna baktığımız zaman da Mevla nezdinde de hoş karşılanan bir durum değildir. O zaman dikkatli olmamız gerekiyor, hassas olmamız gerekiyor, olayın ekolojisini ve argonomisini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu ise aklımıza full kapasite kullanmamızı gerektiren bir durumdur. Yani üst beynimizin %100 devreye girmesi gerekiyor. Bunu da dış gözlem konumuna geçerek yapacağız.
Dış gözlem konumuna da şu şekilde geçiyoruz;
Sessiz ve sakin bir ortama geçelim. Gözlerimiz açık ya da kapalı kendimize şöyle bir dışarıdan bakalım. Kendimize sağdan, soldan, arkadan, önden, hatta yukarıdan kuş bakışı bak, farklı bakış açıları geliştir kendinle ilgili. Kendinizi görebiliyorsanız dış gözlem konumuna geçtiniz demektir.
Evet artık dış gözlem konumundayız. Duygularımızla eskisi kadar bütünleşik değilizdir.
Hatta bunu başınız ağrıdığında da yapabilirsiniz. Diyelim ki başınız ağrıyor ki özellikle psikolojik kökenli ağrılardan muzdarip iseniz dış gözlem konumuna geçin ve bir müddet dış gözlem konumunda kalın. Başınızın ağrısının azaldığını hatta tamamen kaybolduğunu göreceksiniz. Çünkü kendinizle olan ilişkinizi kopardınız. Yani bir nevi aç-kapa yapıyoruz.
Dışarıda olduğumuzu nasıl anlayacağız?
Kendinizi dışarıdan görüyorsanız dış gözlem konumundasınız demektir. Bunun alıştırmasını yapacaksınız. Günlük hayatınızda evinizde, yemek yaparken, televizyon izlerken, sevdiklerinizle beraberken, evi toplarken, trafikteyken, iş yerindeyken bu uygulamayı yapabilirsiniz.
Bir de bir dış gözlem konumu daha vardır.
Dış gözlem konumuna geçtik fakat o öfkeyi hala çok yoğun hissediyor isek demek ki burada birinci kademe yeterli olmadı. O zaman ikinci kademeye geçiyoruz.
Bir dış gözleme daha geçiyorsunuz. Yani bir orda oturan kendinizi görüyorsunuz ikincisi onu izleyen kendinizi görüyorsunuz. Orada iyiden iyiye kendimizle olan ilişkimizi zayıflatıyoruz. Orada iyiden iyiye dışarıdan kendimize bakıyoruz. Bunu da yapabilirsiniz.
Bunu biz mesela; fobiler söz konusu olduğu zaman, korkuyla baş etme sürecinde çok fazla kullanıyoruz.
Diyelim ki kedi fobiniz var. O zaman kediyi ya da kedi resmini gözünüzde canlandırın. Kendinize dışarıdan bir bakın ne hissediyorsunuz. Korkunun % 20 azaldığını hissedeceksiniz. Bir dışarı daha çıkın. Hem kediden korkan kendinizi hem de onu izleyen kendini gör. Korkunun %50 oranında azaldığını göreceksin. Bu konumda bir müddet kal. Bu konumda hem kediye bak, hem kendine bak, hem de kendini izleyen kendine şöyle bir bak. Bunu bir egzersiz olarak günde 3 defa yapın. 3-5 gün bir hafta devam edin. Artık beyninize yani sisteme kediyle karşılaştığınızda dış gözlem konumuna geçmeyi ve orada kalmayı, kediyle olan ilişkiyi dış gözlem konumunda yürütmeyi öğretmiş olacaksınız ve bu şekilde kedi korkunuz yendiğinizi göreceksiniz.
Çocuklarınızla kriz anlarınızda, eşinizle ya da çevrenizdeki herhangi birisiyle bir kriz yaşadığınızda duygulanmadan, duygularınızın esiri olmadan, mantığınızla, sağduyunuzla, aklınızla olaya müdahale olanağı elde etmiş olacaksınız.